Tag Archives: Ry Cooder

[:tr] The Old Ramblers, ismiyle de yaptığı albümle de özel bir grup. Açıkçası daha önce bu gruptan haberdar değildim. Vokal, gitar ve çeşitli enstrümanlarda Sarp Keskiner, armonikada Orhun Keskinbıçak ve akustik gitar ve bazı parçalardaki vokallerde de Türker Özer’den kurulu bir grup. Türkiye’de daha önce kaydı yapılmamış klasik sayılabilecek blues parçalarını yorumlamış. Aslında bu şaşırtıcı bir girişim. Çünkü zaten hayli kısıtlı bir dinleyici kitlesi bulunan blues’un, daha da az dinlenen tarzlarından parçaları özenle seçip bunları bir albüm olarak dinleyicilerin beğenisine sunmak gerçekten dikkate değer bir değer bilirlik ve özel bir yaklaşım. Bu bakımdan grubu cesur ve samimi buldum. Albümü baştan sona birkaç kez dinledim ve samimiyetle söyleyebilirim ki çok beğendim. Genellikle II. Dünya Savaşı öncesi (pre-War) parçaların yorumlandığını ve bunda da şaşırtıcı düzeyde başarılı olunduğunu gördüm. Sarp Keskiner’in vokalde ve çeşitli enstrümanlarda üstlendiği görevin yanı sıra prodüktörlük koltuğunda da çok titiz davrandığını ve imzasını attığını görebiliyoruz. Çünkü prodüktörlük koltuğu bir…

Read more

[:en] The blues recording artist Blind Blake defies categorization. Although he is usually called a ragtime bluesman, that description does little to define the diversity of his music. The fact is, no other blues recording artist of his time sounded quite like him. His jazzy, highly syncopated guitar, his phrasing and speed on the fret board, the sly ironic songs he composed were not only a unique synthesis of styles, but technically beyond the reach of all his contemporaries, much as they remain to this day. Many have tried but few have succeeded in capturing Blake’s feel. He sets the bar for all finger pickers to aspire to. Blake is also unique in that he is the most mysterious of all blues artists. Where he came from, where and when he died, almost all the facts of his life are largely unknown or a source of great speculation. It is…

Read more

[:en] Blues sanatçısı Blind Blake’i bir kategoriye sokmak mümkün değil. Genellikle bir ragtime blues’cusu olarak anılsa da bu tanımlama Blake’in müzikal çeşitliliğini betimlemek için yetersiz kalıyor. Gerçek şu ki, zamanının hiçbir blues sanatçısında onunki gibi bir ‘sound’ bulamazsınız. Caz kokan senkoplu gitarı, gitar klavyesindeki hızı ve cümleleri, muzip ve ironik şarkıları, farklı üslupların eşsiz bir sentezini sunar. Teknik olarak hiçbir çağdaşının yanına yaklaşamadığı bu şarkılardaki tekniğe bugün bile erişebilen yoktur. Blake’in hissiyatını yakalamaya çalışan çok olmuştur ama pek azı bunu başarabilmiştir. Penasız, parmakla gitar çalanlar hala Blake’in koyduğu çıtaya erişmeye çalışır. Blake’i eşsiz yapan özelliklerden biri de tüm blues sanatçılarının en gizemlisi olmasıdır. Nerede doğduğuna, ne zaman ve nerede öldüğüne, yaşamına dair neredeyse hiçbir somut veri yok elimizde; bildiklerimizin çoğu da birçok spekülasyona konu olmuştur. Sanki bir gün Paramount kayıt stüdyosuna çıkıp gelmiş, altı yıl peş peşe mükemmel kayıtlar yapmış (1926-1932); ardında müzikal imzasını taşıyan olağanüstü bir dizi kayıt bıraktıktan…

Read more

3/3